“`html
Kapatılan Refah Partisi’nin (RP) merhum lideri Necmettin Erbakan ve eski DYP Genel Başkanı Tansu Çiller liderliğindeki 54. Refah-Yol hükümeti döneminde yaşanan 28 Şubat 1997 krizinin üzerinden 28 yıl geçti. Bu süreç, pek çok kişi tarafından Türkiye’nin tarihi açısından “postmodern darbe” olarak adlandırılmaktadır. Meclis’te konuşma yapan AKP Adıyaman Milletvekili Mustafa Alkayış, halkın bu duruma boyun eğmediğini vurgulayarak, “Bin yıl sürecek” dendiği ifade edilen sürecin, yalnızca 10 yıl gibi kısa bir sürede sona erdiğini açıkladı. Ayrıca, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, “Halkın üzerinde baskı kurmak isteyen vesayet düzeni tamamen bertaraf edildi.” dedi.
“Bin yıl değil, on yılda çöktü”
28 Şubat’ın 28’inci yıl dönümünde Meclis’te konuşan Mustafa Alkayış, halkın yaşananlara teslim olmadığını belirterek, “Bin yıl sürecek” denilen sürecin, yalnızca 10 yıl içinde çöktüğünü ifade etti. Alkayış, “28 Şubat sürecinin derinlemesine incelenmesi şart.”
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın ise, “Aslında 28 yıl uzun bir süre, ancak 28 Şubat’ın beklediği kadar uzun değil, teşekkürler ki böyle olmadı. Bu zihniyet, Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde, partimizin gayreti ve milletimizin desteği sayesinde neredeyse tamamen yok edildi. Vesayet düzeni çökmüştü,”
TİHEK’in hazırladığı rapor
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, bu süreçle ilgili bir rapor hazırladıklarını belirterek, “Ayrımcılık yasağı hukuk çerçevesinde yaşananları gözler önüne seriyoruz. Bu tür darbeler, Türkiye’nin demokratik birikimi açısından kabul edilemez.”
“Yankı: Görünmez El” dizisinin galası bu akşam
28 Şubat sürecinde neler yaşandı?
28 Haziran 1996’da Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) koalisyonu ile kurulan 54. Hükümet’te Erbakan Başbakan, Çiller ise Başbakan Yardımcısıydı. Hükümet, “rejimi tehdit etmekle” suçlanarak tartışmalara yol açtı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Erbakan’ın 24 Ocak 1997’de gerçekleştirdiği Kayseri gezisinde tek tip elbise giyen il örgütü üyeleri konusunu gündeme getirerek RP’yi uyardı. Başsavcılık, partinin il yönetim kurulunun görevden alınmasını istemekteydi.
Kudüs Gecesi’ne soruşturma başlatıldı
RP’li Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız, 31 Ocak 1997’de düzenlediği “Kudüs Gecesi” etkinliğinde İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Rıza Bagheri’nin katılımı ve sergilenen eylemler, rejimle ilgili tartışmaların daha da büyümesine yol açtı. Başbakan Erbakan, 1 Şubat 1997’de DYP’li bazı bakanların itirazlarına rağmen, “üniversitelerde başörtüsü serbestliği” için kararnameyi imzaladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), Yıldız hakkında 2 Şubat 1997’de soruşturma başlattı.
Sincan’dan tanklar geçti
İran Büyükelçisi Bagheri, 3 Şubat 1997’de Dışişleri Bakanlığına çağrılarak protesto edilirken, Sincan’dan tanklarının geçişi, birçok kişi tarafından “darbe” olarak yorumlandı. Sincan’da 4 Şubat 1997’de 15 tank ve 20 zırhlı araç, Yenikent’deki tatbikat alanına doğru hareket etti; bu durum halk arasında paniğe neden oldu.
Çiller ve Erbakan arasındaki çatışmalar
Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, Yıldız’ı görevden alarak, mevcut durumu daha da karıştırdı. Yıldız, gözaltına alındıktan sonra, “silahlı çete” kurmak ve halkı düşmanlığa tahrik suçlamasıyla tutuklandı. Bu olaylar, Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de dahil olduğu önemli siyasi tartışmalara yol açtı. Çiller’in rahatsızlıklarını Erbakan’a iletmesi, koalisyon ortakları arasında ciddi gerilimler yarattı.
Demokrasiye balans ayarı
Başkan Demirel, “Belediyelerdeki radikal dinci eğilimler derhal incelenmeli” talimatını verdi. Aylık rapor sunması için bir “İzleme Komitesi” oluşturuldu. Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, Sincan’da yaptığı bir konuşmada, “Demokrasiye balans ayarı yaptık.” ifadesini kullandı.
Uzun MGK toplantısı
Cumhurbaşkanı Demirel, 26 Şubat’ta, Başbakan Erbakan’a, rejim konusundaki endişelerini dile getirdi. Bu bağlamda MGK, 28 Şubat 1997’de toplandı ve 8 saat 45 dakika süren bu toplantı, tarihin en uzun MGK toplantılarından biri oldu.
Bildiride “taviz yok” mesajı
MGK’nın 4 maddelik bildirisinde, “Cumhuriyet ve rejim karşıtı grupların, laik ve anti-laik ayrımı yaparak, demokratik devleti zayıflatmaya çalıştıkları” ifadeleri yer aldı; Anayasa ve Cumhuriyet yasalarının uygulanmasında “asla taviz verilmeyeceği” vurgulandı.
“Birlikte hareket edilmelidir”
“RP’ye kapatma davası açıldı”
Çiller, partisinin grup toplantısında MGK kararlarına riayet edilmesini talep etti. DYP’de “görevden çekilelim” sesleri yükselmeye başladı. Cumhurbaşkanı Demirel, “Laik Cumhuriyet’e alternatif aramaya kalkışmasınlar.” diyerek, krizi seçim ile çözme önerisinde bulundu. MGK’nın 26 Nisan’da yapacağı toplantıda, alınan kararların ne ölçüde uygulandığına dair bir “İzleme Komitesi” kurulması kararlaştırıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, RP’nin kapatılması için dava açtı.
Demirel, hükümeti kurma görevini Yılmaz’a verdi
Genelkurmay, 11 Haziran’da irticaya karşı bir “Batı Çalışma Grubu” kurdu. 18 Haziran’da Erbakan ile Çiller arasında, artan sosyal gerginlik nedeniyle, hükümetin geleceği hakkında görüşmeler yapıldı. Çiller, hükümeti devralarak erken seçim yapılmasını önerdi. Erbakan, 30 Haziran’da başkanlık yapılan MGK toplantısında son kez yer aldı. Yeni hükümet, ANAP ve DSP koalisyonu ile kuruldu.
RP’nin siyasi yaşamı sona erdi
Erbakan ve RP’li milletvekillerinin siyasi yasaklarının 22 Şubat 1998’de Resmi Gazete’de yayımlanması ile RP’nin 14 yıllık siyasi serüveni sona erdi. (AA)
“`
More Stories
Başkan Çetin, Ramazan Ayında Pazar Denetimlerine Katıldı
Frankfurt Havalimanı’nda Grev
Oruçluyken baş ağrısı çekiyorsanız bunlara dikkat edin!