İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltın alınmasıyla başlayan protestolar başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere ülke geneline yayıldı.
İmamoğlu’nun 19 Mart sabahı gözaltına alınmasından itibaren protestolar aralıksız her gün devam etti. İstanbul’da Saraçhane merkez olmak üzere düzenlenen eylemlere farklı ilçelerden ve illerden çok sayıda vatandaş da bulundukları yerde düzenledikleri eylemlerle destek oldu.
Eylemlerin bir kolu da üniversite öğrencileri tarafından gerçekleşti. Devlet üniversitelerinde başlayan eylemler Vakıf üniversitelerine de sıçradı. Öğrenciler il günden beri İmamoğlu’na destek olmak için farklı bir çok noktadan gösteri ve yürüyüş düzenledi.
Ancak, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde eylemlere katıldığı gerekçesiyle çok sayıda kişi gözaltına alındı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, gözaltılara ilişkin son durumu paylaştı.
19 Mart’tan 25 Mart’a kadar geçen sürede bin 418 kişinin gözaltına alındığını belirten Çiftci şunları söyledi:
“GÖZALTI SAYISI BİN 700’ÜN ÜZERİNE ÇIKTI”
“19 Mart darbe girişiminden sonra bütün yurttaşlarımız partimizce yapılan çağrıya ses verdiler ve demokrasi için, hak için, adalet için meydanlara, mitinglere geldiler ve gelmeye devam ediyorlar. İktidar tarafından kolluk gücüyle kullanılan bu orantısız güçle orantısız uygulamalarla yapılan haksız tutuklamaları, haksız gözaltıları yapmaya devam ediyorlar ve bundan sonra devam edeceklerini değerlendiriyoruz.
İktidar yine kendinden olmayanı her zaman ötekileştirdiği gibi de ötekileştirmeye de devam edecek. İstanbul’da dün gece 51, sabaha karşı yapılan ev baskınlarında ise 132 yurttaşımız toplamda 182 yurttaşımız gözaltına alındı. Ankara’da 40 yurttaşımız, İzmir’de 20 civarı yurttaşımız, Sakarya’da 17 yurttaşımız, Bursa’da 35’in üzerinde yurttaşımız Kocaeli’ndeyse 4 yurttaşımız gözaltına alınmış bulunmakta.
Bu sabah gözaltına alınan toplam kişiler bin 700’ün üzerine çıktı ne yazık ki. Gözaltına alınan yurttaşlarımızla ilgili buradan sizlere aracılığıyla bildirmek isterim; her ilde bir hukuk komisyonumuz var ve hukuk komisyonumuzun başında il hukuk sorumlularımız var. İl hukuk sorumlularımız aracılığıyla biz gözaltına alınan yurttaşlarımıza her ilde hukuki desteği ve milletvekillerimizin görüşme desteğini sağlıyoruz. Sağlamaya da devam edeceğiz.”
Çiftci, bu konuda bilgi ve destek almak isteyenlerin bütün vatandaşların il başkanlıklarını arayarak istedikleri bilgiye ulaşabileceklerini söyledi.
Çiftci, kendilerinin de gelen merkezde tüm verileri toplayarak Türkiye genelinde tüm yurtaşlara destek olmaya devam etiklerini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“ELİNDE SİLAH OLMAYAN YURTTAŞA PLASTİK MERMİ SIKILIYOR”
” Ancak şunu buradan belirtmek isterim ki ülkemizde çok büyük hukuksuzluklar yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Özellikle bazı kağıtlarda kolluk gücü hem elindeki gücü orantısız bir şekilde kullanıyor, elinde herhangi bir gösteri malzemesi olmayan, elinde herhangi bir silah olmayan yurttaşımıza biber gazıyla plastik mermiyle müdahale ediyor.
Zaten bunların görüntüleri basına çıktı. Hem de gözaltına aldıkları yurttaşlarımıza avukat istemiyorum talepli bir belge imzalatarak onların savunma hakkından yoksun bırakılmasına zorluyorlar. Hiçbir yurttaşımızın bu haktan yoksun bırakılması bir kolluğun ya da iktidar gücünün yetkisi dahilinde değildir. Dolayısıyla yurttaşlarımız lütfen bu belgeleri imzalamasınlar.
Biz sürecin en başından bugüne kadar CHP üzerinden bütün meslektaşlarımız, bütün avukatlarla birlikte süreci takip ettiğimiz gibi Türkiye’de bulunan bütün barolar da bu konudaki hukuki desteğini yurttaşlarımızdan esirgemiyor. Bunun da altını özellikle çizmek isterim.”
Basın mensuplarının hukuksuz bir şekilde gözaltına alınıp, tutuklanarak cezaevine gönderildiğine değinen Çiftci sözlerine şöyle devam etti:
“BUNUN TEK SORUMLUSU ADALET BAKANI’DIR”
Adalet Bakanı’nın tam ifadesi şu şekilde; “Onların durumlarını bir soralım, araştıralım” diyor. Şimdi tutuklama bizim kanunlarımız gereğince en son başvurulacak tedbir iken ilk başvurulacak tedbir oldu.
Ben o zaman buradan şunu anlarım Adalet Bakanı’nın yapmış olduğu açıklamadan, demek ki ilgili mahkemeler ilgili hakim savcılar gerekli araştırmayı yapmamışlar ve tutuklamışlar. “Sonra bir bakalım durumlarına” demişler. Şimdi bu anayasal hakkın zedelenmesidir. Anayasal hakkın engellenmesidir. Anayasal hakları ihlal edilmiştir bu vatandaşlarımızın ve bu Adalet Bakanı’nın eliyle yapılmış demektir. Ben buradan bunu anlarım. Dolayısıyla Adalet Bakanı’nı şuna davet etmek isterim; bütün hakim ve savcıların görevlerini usulüne uygun yargı kuralları kapsamında yapmaktan sorumlu olan kişi, yapılmasını sağlamakla görevli olan kişi Adalet Bakanı. Dolayısıyla Adalet Bakanı görevini yeterince yapmıyor derim.
O yüzden benim buradan çağrım Adalet Bakanı’na şu olur; bütün bunların sorumlusu demek ki sizsinizdir. Bir basın mensubunun hangi kurumda çalıştığı, hangi kartla çalıştığı belli iken alanda fotoğraf çeken bir basın mensubunu siz neyle suçlayıp gözaltına alırsınız? Bunun tek sorumlusu Adalet Bakanı’dır.
Dolayısıyla ilgililer maalesef kendinden olmayanı ötekileştirdiği, kendinden olmayanı düşmanlaştırdığı için bugün bu ülkede bu haksızlıklar yaşanmaktadır. İktidarın korkusunun ne kadar büyük olduğunu bir kez daha görüyoruz. İktidarın tek korkusu demokraside, hakta, hukukta, adalette birleşen yurttaşlarımızın birleşmesini engellemesidir. Ancak bu birleşmeye engel olamayacaklar.”