Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, İstanbul Kültür Üniversitesi’nde okuyan Hukuk Fakültesi öğrencileri ile bir araya geldi. Üniversitenin 2023-2024 akademik takvim açılışını öğrencilere verdikleri, ‘Yüksek Yargı Yerlerinin İşleyişi, Hukukun Üstünlüğü ve Hukuk Devleti İlkesi’ başlıklı dersle başlattılar.
Yargının verdiği kararların eleştirilebileceğine değinen Yargıtay Birinci Başkanı Akarca, “Hatalı kararlar verilebilir. Bu hatalı kararların düzeltilme mekanizmaları hukukta var. İtiraz, İstinaf, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yargılamanın yenilenmesi başta olmak üzere birçok hukuk kurumları ve tedbirler alınmıştır. Ancak hakim ve savcı mesleğini yaparken hiçbir şeyden emir ve talimat almaması, çekilmemesi, korkmaması lazım” açıklamasını yaptı.
“VAR GÜCÜMÜZLE MESLEKTAŞLARIMIZIN EĞİTİLMESİ İÇİN ÇABA SARF EDİYORUZ”
Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca, “Yargı son zamanlarda hep hedef haline getirildi. Hep hedef tahtasına konuldu. Elbette dediğim gibi yargının verdiği kararlar mutlaka doğrudur diye bir şey diyemeyiz. Hatalı kararlar vermiş olabilir. 15 Temmuz 2016’dan itibaren mesleğe çok sayıda genç hakim, savcımız alınmak zorunda kalındı. Kıdem durumunu, hukuk fakültelerindeki eğitimin kalitesini gözetmek zorundasınız. Şimdi mümkün olduğu kadar Adalet Bakanlığımız, Adalet Akademimiz, Hakimler ve Savcılar Kurulumuz, Yargıtayımız, Danıştayımız var gücümüzle meslektaşlarımızın eğitilmesi için çaba gösteriyoruz” dedi.
“İDEOLOJİK, SİYASİ, DİNİ, ETNİK, MEZHEPÇİ, CİNSİYETÇİ PAYLAŞIMLARDA BULUNMAKTAN KAÇININ”
Öğrencilere etik değerlerle ilgili öneride bulunan Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca şunları söyledi:
“Sosyal medyanın kullanımı var. Hakim ve Cumhuriyet Savcısı arkadaşlarıma şunu söylüyorum; sosyal medyada ideolojik, siyasi, dini, etnik, mezhepçi, cinsiyetçi paylaşımlarda bulunmaktan kaçınmanız gerekir. Bunun için sizin takipçilerinizin menfaat gruplarının olmaması gerekir. Bizde bir söz vardır; mahkemenin ve hakimin bağımsız, tarafsız karar vermesi yeterli değil. Aynı zamanda görüntü de çok önemli.”
“ALINAN KARARLAR CIMBIZLA ÇEKİLİYOR”
Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca ,”‘Siyasi etkiyle karar verilebiliyor mu’ konusuna gelirsek eğer bunu veren yargı mensubu varsa bu onun vicdanı ve ahlaki sorumluluğuyla ilgili bir şeydir. Doğru bir şey yapmıyordur. Onların da kararları denetleniyor. Her karar denetleniyor. Yargının şeffaflığını, hesap verilebilirliğini, öngörülebilirliğini anlattık. Bunun için bu kurumlar var. Elbette yargının sorunları var. Biz bunlardan gözümüzü kapatmıyoruz. Ama yargının da böyle sosyal medya mahkemeleri vasıtasıyla her iddianın, her şeyin ithamı haline getirilip hedef tahtasına getirtilmesinin de bu ülkeye, bu devlete, bu millete ve yargıya büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Binlerce insan; milyonlarca dosyayı tarafsız, bağımsız ve gerçekten de üstün bir gayretle sorunları çözme peşinde koşuyor. Binlerce karar veriyor. Ama bir tane karar alınıyor. Cımbızla çekilir gibi ‘bu karar şu saikte verildi’ deniyor. Eğer bu saikte verildiği tespit edilirse bununla ilgili olarak da yasal merciler gereğini yerine getiriyor” şeklinde konuştu.
“SÜREKLİ YARGIYI KÖTÜLEMEK KAOS YARATIR”
Sürekli yargıyı kötülemenin ve hedef tahtası haline getirmenin çıkmaz sokağa götüreceğini vurgulayan Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca, “Bir kaos yaratır, insanların kafasında yargıya olan güveni azaltır. Bir iddia ortaya atılıyor; ‘doğru mu, delili var mı, belgesi var mı’ önüne arkasına bakılmadan bütün yargı bir töhmet altında bırakılıyor. Bu yargıya olan büyük bir haksızlıktır. Millete, devlete olan büyük bir haksızlıktır” dedi.
“SAVAŞIN DA HUKUKU VE AHLAKI VAR”
Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca sözlerine son olarak şunları ekledi:
“Son günlerde özellikle dikkatinizi çekmek isterim; Filistin’de, Gazze’de, Ortadoğu’da oluk gibi kan akıyor. Kendine medeni, uygar diyen bütün bir dünyanın gözü önünde katliamlar yaşanıyor. Kadın, çoluk çocuk, sivil demeden, hastane, okul, cami, kilise, ambulans gibi bütün bunlar hedef alınarak insanlığın gözü önünde bir soykırım işleniyor. İnsanlar buna seslerini çıkarmıyor. Kendilerine batı, uygar diyen, demokrasiyle yönetildiğini ifade eden ülkelerin buna ses çıkarmamaları gerçekten çok büyük bir acı. Elbette Batı uygarlığın içinde de vicdanlı insanlar var ve onlar seslerini yükseltiyorlar, protesto ediyorlar. Gerekli olan tavırlarını koyuyorlar. Bu da bir hukuk sorunudur. Çünkü savaşın da bir hukuku var, ahlakı var. Şu anda hiçbir uluslararası anlaşmaya, sözleşmeye uygun olmayan bir şekilde bir soykırıma varan şekilde bir katliamla karşı karşıyayız.”
Yine öğrencilere ders veren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin ise şunları anlattı:
“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın yönetim gözetim ve denetiminde, bir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili, 3 idari savcı, 180 bölüm savcısı, 16 Şube Müdürü ve Personel olmak üzere tam 394 kişi görev yapmaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Genel Kurulu’nun 5 yılını dolduran kendi üyeleri arasından gizli oyla belirlediği 5 aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından 4 yıl için seçilir. Süresi biten Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yeniden seçilebilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kendisine verilen görevleri yerine getirmek de başsavcı görevde bulunmadığı sürelerde de yerine vekalet etmektedir. Başsavcının vekilin seçilmesi, başsavcının göreve gelme usulüyle aynıdır. Yargıtay Cumhuriyet savcılarının atanma usulü ise Yargıtay Cumhuriyet Savcıları, adli yargı, hakim ve cumhuriyet savcıları arasında mesleki tecrübeleri ve nitelikleri dikkate alınarak Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından süreye tabi olmaksızın atanmaktadır. Bize meslekte hakim, savcı ayrımı yoktur. Bir yerde görev yaparken hakim, başka yerde savcı olarak atanabilirsiniz.”