“`html

Uzman Gazetecilerden Cesur ve Tartışan Program: Kırmızı Beyaz

Türkiye’nin ulusal basının önde gelen isimlerinden Yılmaz Özdil ve deneyimli gazeteci İpek Özbey, cevaplanmamış soruları ortaya koyarak tartışılmayan gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor.

Kırmızı’nın cesur bakış açısıyla Beyaz’ın nesnelikleri bir araya getirerek, her hafta değişen konular, ilgi çekici yorumlar ve kamuoyunu etkileyecek tartışmalar sunuyorlar.

SÖZCÜ TV Programcısı İpek Özbey’in sorularıyla Türkiye’nin güçlü kalemi Yılmaz Özdil, Kırmızı Beyaz’ın yeni yayın döneminin ilk programını başlattı.

Yılmaz Özdil, ABD’de gerçekleştirilen Trump-Erdoğan görüşmesi ve Trump’ın “Rus doğalgazı almayın” açıklamalarını değerlendirirken şu şekilde belirtmiştir:

‘ABD İLE İLİŞKİLERİMİZ DAİMA BÖYLEYDİ’

“- Trump, her geldiğinde bir şeyler satmayı başarıyor, ancak bu durum Amerikan halkında olumlu bir karşılık bulabiliyor. Türkiye açısından değerlendirdiğimizde ise, ABD ile olan ilişkilerimizin tarihi geçmişi hep böyle olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, ABD bu şekilde hareket ediyor. Yüzyıllardır bu durumu propagandalara alet ederek meşruiyet sağlamaya çalışıyor. Bu sefer, bunu açıkça ifade ettiler; yani, tüm dünyaya gizli bir şekilde değil, şeffaf bir biçimde bakıyoruz.”

‘TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİSİNE GÖLGELİKE DÜŞÜRECEK YAKLAŞIM’

“- Doğalgaz meselesinde, biz genelde Türkiye-ABD ilişkilerini ticarat unsuru olarak değerlendiriyoruz. “Karadeniz’de gaz bulduk” gibi açıklamaların gerçekte bir yanı yok. Trump, “Erdoğan’ın yapması gereken en akıllıca şey, Rusya’dan gaz ve petrol alımına son vermektir. Eğer istersem, bunu gerçekleştirebilir” diyor. Bu yaklaşım, Türkiye’yi zor bir duruma sokarak Rusya ile gerilim yaratabilir.”

‘ABD’NİN ENGELLEMEYE ÇALIŞTIĞI BORU HATTI’

“- 1981 yılında, Rusya’nın ana doğalgaz boru hattı faaliyete geçmişti. Doğalgaz kavramı henüz yeniyken, Sibirya’dan çıkan gazı 4,500 km’lik bir boru hattıyla Avrupa’ya taşıdılar. Birçok Avrupa ülkesi bu doğal gaz sayesinde sanayi ve ısınma ihtiyacını karşıladı. Soğuk Savaş döneminden bu yana ABD, bu hattı durdurmaya çalışıyor. Hattın açılmasıyla Karadeniz’de iki ülke paydaş olmuştu. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Karadeniz’deki bağımsız devletler kuruldu. İlk önce Bulgaristan ve ardından Romanya’nın NATO üyesi olması sağlandı. Gürcistan ve Ukrayna ise, 2008 NATO Zirvesi’nde NATO’ya katılacakları ilan edildi. Bu süreçte Rusya, Gürcistan’a müdahale etti ve aynı zamanda Kırım’ı ilhak etti. Bu iki müdahaleye rağmen NATO, özellikle Ukrayna’nın etrafında sürekli dolaşıyor.”

‘ZELENSKİY’İ GÜÇLENDİREN OLAYLAR’

“- Ukrayna’nın NATO’ya katılmayı hedeflemesi, doğalgaz boru hattına odaklanmadan kaynaklanıyor. Onlara AB’ye katılmanın vaat edildiği söylenmişti. Turuncu devrim olarak adlandırılan gelişmeler gerçekleşti. Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginlik devam ederken, Zelenskiy iktidara getirildi. Zelenskiy, daha önce bir otel animatörüydü. Antalya’daki tatil köylerinde çalışıyordu. 2019 yılbaşı gecesi, Cumhurbaşkanlığına aday olacağını duyurdu. Dizi yayıncısının sahibi, dönemin oligarklarından biriydi ve 2004’teki Turuncu devrimde önemli bir rol oynamıştı. Şimdi ise bu komedyenin kontrolünü ele almış durumda. Zelenskiy, 2019 yılbaşına kadar siyasi arenayla ilgisi yokken, halkı kısa sürede etkileyerek yüzde 74 oyla iş başına gelmeyi başardı.”

‘ABD VE CIA MERKEL’İ İZLEDİ’

“- Ukrayna’daki devrim sonrası Rusya’ya karşı bir kalkışma başladı. 2005 yılında, stratejik bir doğalgaz boru hattı projesi hayata geçirildi. Kuzey Akım 1 olarak bilinen proje, Ukrayna’nın dışlanmasının bir aracı oldu. Bu projenin mimarı ise Angela Merkel. Merkel, hem NATO’nun yanında hem de AB’nin lokomotifi olarak Türk ve Alman çıkarlarını gözetmekle biliniyordu. 2013 yılında Snowden belgelerini ifşa ettiğinde Merkel’in dinlendiği ortaya çıktı. Kuzey Akım projesinin tamamlandığı dönemde Merkel’in görevi sona ermişti ve ardından Ukrayna-Rusya çatışması patlak verdi. Her şey birbiriyle bağlantılı.

‘TÜRK MEDYASINDA ZELENSKİY SEMPATİSİ’

“- Zelenskiy ile başlayan Rusya savaşı sürecinde Türkiye’deki birçok gazetede, ABD yanlısı içerikler artış gösterdi. Hemen her gazete, Zelenskiy yanlısı haberlerle dolup taştı. Türkiye’deki birçok outlet, aniden Ukrayna yanlısı pozisyon aldı. Merkel’in yerine geçen başbakan, savaş gününde Kuzey Akım’ı durdurma kararı aldı. Mevcut durumda, AB, Rusya’dan tedarik etmediği doğalgazı Norveç, ABD ve Katar’dan alıyor.”

– Rusya, doğalgaz ve petrol satışından yıllık 210 milyar dolar gelir elde ediyor. Avrupa, bu kaynakları kesince, bu ekonomik döngüyü sarsmış oldu. Şimdi Trump, ‘2045 yılına kadar sıvı doğalgaz sağlayacağım, sen de Rusya’dan alma’ diyor. Avrupa’dan gelen hat için tıpa iptali gerçekleştirildiği gibi şu an Türkiye’den gelen gaz için de bir engelleme uygulanıyor.”

‘KIBRIS’TAN DOĞALGAZ ALIMI PLANI’

“- Türkiye, New York’ta gerçekleştirdiği bir anlaşmayla doğalgaz sağlayacak. İki farklı şirket aracılığıyla iş birliği yapılacak. İsviçre merkezli Mercuria adında bir şirket üzerinden yürütülecek. Bu şirket, Kıbrıs Rum kesiminde faaliyet göstermekte. Larnaka’da ofisi vardır ve birçok ülkedeki projelere aracılık etmektedir. Kıbrıs’ın güneyinde doğalgaz ve petrol çıkarılmakta.”

‘TSK 2009 YILINDA TEHDİTLERİ GÖRÜYORDU’

“- ABD, Sovyetler dönemi süresince büyük bir hata yapmıştı. Bugün Ortadoğu’daki haritalar yeniden şekillenirken enerji hatları da güncellenmektedir. General Harp Akademileri’nin 2009 yılında düzenlediği bir sempozyumda, enerji güvenliği üzerine konuşuldu. Silahlı Kuvvetler, petrol ve doğalgazın silah olarak kullanılabileceği noktasında tespitlerde bulundu. Ancak, tam sempozyumun başlangıcında Harp Akademileri’nin kapısında bir patlama oldu.”

‘BALYOZ İFTİRASI KURBANI ÜÇ SUBAY’

“- O sempozyuma katılan pek çok kişi, sonrasındaki iftiralarla zor durumda bırakıldı. O zamanki Enerji Bakanı görevden alınırken, sempozyuma katılan üç subay da Balyoz iftirasıyla hapse atıldı. Bu olaya katılan çoğu kişi, sonrasında çeşitli sıkıntılarla baş başa kaldı.”

“`